top of page

ERMİŞ- HALİL CİBRAN



Küçük küçük başlıklar altında hayatımıza anlam katacak, düşündürücü, eğitici cümlelere yer veren bu minik kitabın okuması oldukça zevkliydi. Özellikle yolculuklarda açıp bir cümle okuyup, yola bakarak saatlerce üzerine düşünebilirsiniz. Ermiş'ten geride bıraktığı halkına hitaben adanmış o cümlelerden beğendiklerimi konu başlıklarıyla sizlerle paylaştım, buyurunuz;


Geminin Gelişi

Ruhumun çok fazla parçasını saçtım bu sokaklara ve çokça kalabalıktır özlemimin şu tepelerde çırılçıplak gezinen çocukları; onlardan vazgeçemem sorumluluk hissetmeden ve içim sızlamadan. Bugün çıkarıp attığım sırtımdan, bir giysi değil, kendi ellerimle parçaladığım ten. Ardımda bıraktığım, bir düşünce de değil, açlık ve susuzluğun tatlandırdığı bir yürek.


Aşka Dair

Çünkü aşk taçlandırdığı gibi çarmıha da gerer sizi. Hem besler, büyütür hem de budar sizi. Yücelerinize tırmanıp, okşar sever güneşte titreyen en körpe dallarınızı. Derken inip köklerinize, sarsar toprağa sıkı sıkıya tutunuşlarını. Mısır demetleri gibi derer sizi aşk. Harman yerinde dövüp çırılçıplak bırakır. Kabuklarınızı elemek için kalburdan geçirir. Apak edinceye kadar öğütür sizi. Yumuşayana kadar yoğurur; sonra da atar kutsal ateşine, Tanrı'nın kutsal şölenine kutsal ekmek olasınız diye. Aşk bütün bunları, yüreğinizin sırlarına ermeniz ve bu bilgiyle Hayat'ın yüreğinin bir parçası olabilmeniz için yapacaktır.


Evliliğe Dair

Birbirinizin tasını doldurun ama aynı tastan içmeyin. Birbirinize ekmeğinizden verin ama aynı somundan yemeyin. Şarkı söyleyip dans edin birlikte, eğlenin, ama yalnız başınıza olun ikiniz de. 


Çocuklara Dair

Onlar sizin sayenizde gelir ama sizden değildir. Sizinle birlikte olsalar da size ait değildir. Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi değil... Zira kendi düşünceleri var onların.


Vermeye Dair

Malınızda mülkünüzden verdiğinizde pek fazla bir şey vermiş sayılmazsınız. Gerçekten vermek kendinden vermektir. 

Yokluk korkusu yoksulluğun bizzat kendisi değil midir? Kuyunuz suyla doluyken çekilen susuz kalma korkusu değil midir asıl giderilmez susuzluk?

İstenince  vermek iyidir, fakat istemeden, ihtiyacı anlayıp da vermek daha iyidir; eli açık olanlar için, alacak olanı aramak vermekten daha büyük bir sevinçtir.


Yemeye ve İçmeye Dair

Dişlerinizle bir elmayı çiğnerken ona gönlünüzde deyin ki: "Tohumların benim bedenimde yaşayacak ve geleceğinin tomurcukları benim yüreğimde çiçek açacak. Rayihan benim nefesim olacak, birlikte sevineceğiz bütün mevsimlerde."


Çalışmaya Dair

Bilgi olmadıkça tüm dürtüler kördür. İş olmadıkça tüm bilgiler boşunadır ve aşk olmadıkça tüm işler boştur…

Çünkü gönülsüz pişirilen ekmek acı olur ve ancak yarısını giderir insanın açlığının. Eğer üzümleri istemeye istemeye ezerseniz, gönülsüzlüğünüz şaraba zehir katar. Eğer melekler gibi şarkı söyler ama şarkı söylemeyi sevmezseniz, insan kulağını günün ve gecenin seslerine kapatırsınız.


Sevinç Ve Kedere Dair

Keder varlığınızda ne kadar derin bir oyuk açarsa, taşıyabileceğiniz sevinç o kadar fazla olur. 

Sevinç ve keder birlikte gelir; biri sofranızda sizinle otururken, unutmayın, diğeri yatağınızda uyumaktadır.


Evlere Dair

Elleri ipek gibi yumuşak olsa da, yüreği demirdendir. Sizi ninnileriyle uyutur, başucunuzda dikilip bedeninizin itibarını alaya almak için. Sapasağlam duyularınıza gülüp geçer ve kırılgan çanaklar gibi devedikeni pamukları içine yerleştirir onları. Gerçekte bedenin rahata düşkünlüğü ruhun tutkusunu öldürür, sonra da onun cenaze alayının ardından sırıtarak yürür.


Giysilere Dair

Bazılarınız der ki: "Sırtımızdaki giysileri dokuyan kuzey rüzgârıdır." Ben de derim ki, evet, giysilerinizi kuzey rüzgârı dokudu. Ama tezgâhı utanç, ipliği ise güçsüzleşen kaslarıydı. Ve işi bittiğinde ormanda güldü. Giyimde edep, ahlaksız olanın gözlerinden korunmak için bir kalkandır, unutmayın.


Almaya ve Satmaya Dair

Pazar yerinden ayrılmadan bakın etrafınıza, kimse oradan eli boş ayrılıp gitmemiştir yoluna. Çünkü yeryüzünün yüce ruhu huzur içinde uyumayacaktır rüzgârın sırtında, en düşkünlerinizin ihtiyaçları karşılanana kadar.


Suç ve Cezaya Dair

Ya siz adaleti kavramak isteyenler, nasıl yapacaksınız bunu tüm fiillere ışığın kusursuz aydınlığında bakmadan? Ancak o zaman göreceksiniz dimdik ayakta olan ile düşmüşün aslında tek bir insan olduğunu ve durduğunu onun cüce-özünün gecesi ile tanrı-özünün gündüzü arasında, alacakaranlıkta ve tapınağın köşe taşının, temelin en dibindeki taştan daha üstte olmadığını.


Yaslara Dair

Dans ederseniz kimsenin prangalarına takılmadan, çekinmeniz gereken bir yasa olabilir mi? Giysinizi yır- tip atar ama kimsenin yolu üzerine bırakmazsanız kim yargılayabilir sizi? Orphalese halkı, davulun sesini boğabilir, lirin tellerini gevşetebilirsiniz ama tarlakuşuna şakımamasını kim buyurabilir?


Özgürlüğe Dair

Gerçekte her şey, arzulanan ve korkulan, iğrenç olan ve aziz tutulan, kovalanan ve kaçmak istediğiniz her şey, varlığınız içinde devinmekte, sürekli bir yarı kucaklaşma halinde.


Akıl Ve Tutkuya Dair

Ruhunuz çoğu zaman bir savaş alanıdır, burada aklınız ve yargılama gücünüz, tutkunuz ve iştahınıza karşı savaşır. 

Çünkü tek başına hükmeden akıl, kısıtlayıcı bir güçtür; başıboş bırakılmış tutku ise, kendisini yok edene kadar yanan alevdir.


Acıya Dair

Acınız idrakinizi saran kabuğun kırılmasıdır.


Kendini Bilmeye Dair

Benlik sınırsız ve ölçüye gelmez bir denizdir.


Öğretmeye Dair

Gerçekten bilgeyse, sizi kendi bilgelik evine girmeye çağırmaz, kendi aklınızın eşiğine götürür.

Tanrı katında her biriniz tek tek bilindiğiniz gibi, Tanrı’ya ilişkin bilginizde ve dünyayı kavrayışınızda da her biriniz tek başınıza olmak zorundasınız.


Dostluğa Dair

Siz de en iyi yanlarınızı dostunuza ayırın. Eğer mora- linizin bozuk olduğunu bilmesi gerekliyse dostunuzun, bırakın yüksek olduğunu da bilsin. Dostunuz ne içindir ki onu zaman öldürmek için arayasınız? Onu hep yaşanası zamanlarla arayın. Çünkü o sizin ihtiyacınızı karşılamak için vardır, boşluğunuzu doldurmak için değil.


Konuşmaya Dair

Düşüncelerinizle barışık olmadığınız zaman konuşursunuz…

Bir de hakikati içlerinde taşıyıp da kelimelere dökmeyenler var.


Zamana Dair

Bilir ki, dün, bugünün anısından ve yarın, bugünün düşünde. başka bir şey değildir.


İyiye ve Kötüye Dair

Kuşkusuz meyve köke, “Benim gibi olgun, dolgun ve her daim bereketli ol” diyemez. Çünkü meyve için vermek nasıl ihtiyaçsa, kök içinde almak ihtiyaçtır.

Ne yazık ki geyikler öğretemiyor kaplumbağalara tez canlılığı.


Duaya Dair

Sıkıntıya ve dara düşünce dua ediyorsunuz; keşke sevinciniz doruklarda olduğunda ve bolluk günlerinizde de dua etseniz.


Hazza Dair

Haz bir özgürlük şarkısıdır, ama özgürlük değildir.


Güzelliğe Dair

Ey Orphalese halkı, güzellik hayattır, kutsal yüzün- deki peçeyi indirdiğinde hayat. Fakat hayat da sizsiniz, peçe de. Güzellik sonsuzluktur, aynada uzun uzun kendini seyreden. Fakat sonsuzluk da sizsiniz, ayna da.


Dine Dair

Evrenin derinliklerine bakın; O'nun bulutta yürüdü- ğünü, şimşekte kollarını uzattığını ve yağmurla yeryüzüne indiğini göreceksiniz. O'nun çiçeklerde gülümsediğini, sonra doğrulup ağaçlarda el salladığını göreceksiniz.


Ölüme Dair

Gerçekten ölümün ruhunu görmek istiyorsanız, yüreğinizin kapılarını açın hayatın bedenine ardına kadar. Çünkü hayat ve ölüm birdir, tıpkı ırmak ve denizin bir olduğu gibi. 

 Çünkü ölmek rüzgârda çıplak durmaktan ve güneşte erimekten başka nedir ki? Soluk almaz olmak, yükselebilmesi, genişleyip engelsiz bir şekilde Tanrı'yı arayabilmesi için, soluğu o bitip tükenmez gelgitlerden kurtarmaktan başka nedir ki? Ancak sessizlik ırmağından içtiğiniz zaman gerçekten şarkı söyleyeceksiniz.


Veda

Olgunluk çağımızda, yüreklerimiz duyguyla dolup taştığında, rüzgara verilir ve saçılırız.

Hem inanan hem de kuşku duyandım.


Sümeyye AKARSU

Comments


bottom of page