top of page

VAKIF SERİSİ- VAKIF-ISAAC ASIMOV


Vakıf Serisine başlamadan önce, ismini duyduğumda bile bilim kurgu kokan yazar Isaac Asimov’un hayat hikayesini gözlemledim. Bilimkurguya merak duyan biri olarak yazarın hayatı beni oldukça etkiledi. Nasıl olurda bir insan doğuştan etiyle kemiğiyle bilimkurgu olur. Onun evreni, düşünce tarzı, dünyaya bakış açısı çok farklıydı. Tıpkı bir Wolfgang Amadeus Mozart gibi deha bir yetenekti. Küçük yaşlarda bilimkurgu okumaya başlamış, 12 yaşından itibaren de kısa öyküler kaleme almıştı. 1920 yılında doğmuştu, tam da insanların uzaya merakının son safhalarda olduğu yıllarda. Her şeyin bir doğuş zamanı vardır, zamanından önce doğarsa deli derler, zamanından sonra doğarsa klişe olursunuz. Fakat Isaac tam zamanında doğru bir konuyla yola çıkmıştı. Uzay, Galaktik İmparatorluklar, Galaksi savaşları vs vs. Ve bu şekilde Vakıf tam olarak doğru zamanda doğdu. Hem de 500’den fazla eser vermiş bir dehanın elinden. Ayrıca Isaac Asimov, Boston Üniversitesi'nde biyokimya profesörlüğü yapmış bir biyokimyagerdir. Daha çok bilimkurgu ve popüler bilim yazarlığı yapması ile tanınmış olsa da aynı zamanda bir bilim insanı olduğu unutulmamalıdır. E böyle bir yazarın kitaplarını okumamak olmazdı, değil mi?


Vakıf Serisine gelecek olursak yaklaşık 30 yıl boyunca bir üçleme olarak kalmıştır, bu kitaplar; Vakıf, Vakıf ve İmparatorluk ve İkinci Vakıf kitaplarından oluşmaktaydı. 1981 yılından sonra Asimov seriye 2 ardıl (Vakıf'ın Sınırı, Vakıf ve Dünya) ve 2 öncül (Vakıf Kurulurken, Vakıf İleri) eklemiştir. Toparlayacak olursak;


· Vakıf İleri (1993)

· Vakıf (1951)

· İkinci Vakıf (1953)


Şeklinde sıralayabiliriz.


Seri oldukça stratejik ve gerçekçi yaşanmışlıklar içeriyor, baktığımızda aslında Asimov’un Roma İmparatorluğunun gerileyiş ve çöküş döneminden ilham aldığını görürüz. Hatta Asimov'a göre, hikâyelerin ana fikri Edward Gibbon'un “Roma İmparatorluğu'nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi kitabına dayanmakta ve editörü John W. Campbell ile bir buluşması sırasında düşünmeden ortaya çıkmış bir kurgudur.


Vakıf Serisi 1966 yılında bilimkurgu edebiyatının en prestijli ödülünü dağıtan Hugo Komitesi‘nce bir kereye mahsus olarak “Gelmiş geçmiş en iyi bilimkurgu/fantezi üçlemesi” ödülüne layık görülmüştür. Bu ödülü “Yüzüklerin Efendisi” gibi bir başyapıtı geride bırakarak kazanmıştır, bu ayrıntıyı da belirtmeden geçmeyelim.


Vakıf Serisi’nin içeriğine üstün körü bir bakalım;

Öncelikle “Psikotarih” terimi ön plana çıkar. İlk olarak bu terimi Asimov kitaplarında kullanmıştır. Ne kadar ilginç değil mi, hiçbir akademik çalışması yokken kitaplarınızda bir kelime kullanıyorsunuz ve bu kelime daha sonra akademik çalışmalara konu oluyor. Evet, daha sonra Erik Erikson 1958’de Young Man Luther eseriyle ilk çalışmasını yayımlamıştır.


Peki, nedir bu “Psikotarih” ile Vakıf Serisi’nin bağlantısı;

İnsan zihninin matematiksel olarak modellenmesi sayesinde gelecekteki olayların öngörülmesine dayanan bu bilim Hari Seldon’dan önce çok daha küçük odak noktaları seçerken Seldon odaklanan kişi sayısı büyüdükçe psikotarih biliminin daha kesin sonuçlar vereceğini öne sürer. Bu teoriden yola çıkan Seldon 50 matematikçi ile bir ekip kurar ve teorisine göre Trantor’un 300 yıl ömrünün kaldığını ileri sürer. Bu iddiası yönetimdeki herkesi endişelendirir ve Seldon tutuklanır, mahkemeye çıkar. Mahkemede basın, halk, Kamu Güvenlik komisyonu, İmparatorluk baronları gibi önemli kişiler vardır. Seldon bu mahkemenin olacağını zaten hesaplamıştır, hazırlıklıdır ve sorulan bütün sorulara mantıklı cevaplar verir. Sonunda önerisini sunar, önerisi insanlığın devam edebilmesi için doğru bilginin sonraki nesillere taşınmasıdır. Ve bunun için ansiklopedi oluşturmak gerektiğini söyler. Hari Seldon’un bu önerisine olumlu yanıt vermekten başka çaresi yoktur mahkemenin, eğer onu hapse atıp söylediklerini önemsemezlerse halk tedirgin olacak ve belki de isyanlar baş gösterecektir. Mecburen hızlı bir çözüm bulurlar ve galaksinin en ücra köşesine ekibiyle beraber, çalışmalarına devam edebilmeleri için yerleşmelerine olanak sağlarlar. Bu bir sürgün gibi görünse de aslında Hari Seldon’un istediği tam da budur. Galaksinin en ücra köşesi olan Terminus adında bir gezegen seçilir. Hızlı bir şekilde yerleşim sağlanır ve çalışmalar devam eder.


Hari Seldon yerleştikleri ilk yıllarda ölür, ekibi ansiklopedi için canla başla çalışırlar. Fakat Hari Seldon’un farklı bir amacı vardır, bunu tam 50 yıl sonra öğrenirler. Bilimin merkezi Vakıf ve geleneksel İmparatorluklar arasında stratejik savaşlar bundan sonra başlar. Galaktik Ansiklopedi artık Vakıf’ın tarih kitabıdır, yeni bir düzen ile insanlık yeniden var olur.


Muhteşem bir serüvendi benim için, hala devam ediyor tabi, daha önümde altı kitap var. Günümüze ışık tutuyor, tarihi olayları anlamayı kolaylaştırıyor ve aynı zamanda ufkumuzu açıp bizi milyon yıl ötesine götürüyor.

Son olarak Vakıf Serisi’nin İtaki Yayınları’ndan çıkan serisi için okuma planı paylaşıyorum, bu sıralamayla okunduğunda daha anlaşılır olacaktır;


1. Vakıf

2. Vakıf ve İmparatorluk

3. İkinci Vakıf

4. Vakıf’ın Sınırı

5. Vakıf ve Dünya

6. Vakıf Kurulurken

7. Vakıf İleri


Keyifli okumalar.


SUKHA



Comments


bottom of page